Adalete Erişimde Fiziki Koşullar Yetersiz
Baro Başkanı Demez: 'Malatyamız Adliye Binası Konusunda Türkiye'nin En Kötü Durumunda Olan İli Malatya '
Malatya Baro Başkanı Av. Onur Demez ile Malatya Life Dergisi ve malatyagundem.com haber portalı olarak 6 Şubat depremlerinin ardından kentin adalet sisteminde yaşanan sorun ve sıkıntıları konuştuk. Demez; en büyük sorunun fiziki şartların yetersizliği olduğunu, Malatya'nın Türkiye'de adalet hizmetleri açısından en kötü durumda bulunan il olduğunu açıkladı. Yeni adliye binasının Haziran 2025'te teslim edileceğini belirten Demez, bilirkişi raporlarındaki eksikliklerin de hem vatandaşları hem avukatları mağdur ettiğini vurguladı.
Adalete Erişim En Temel Sorun
Malatya Baro Başkanı Av. Onur Demez, deprem sonrası adalet hizmetlerini değerlendirerek; 'Öncelikle bir vatandaşın en doğal hakkı olan adalete erişim hakkı kutsal bir hak olup öncelikle şehrimizde gerek avukatımızın, gerek vatandaşımızın en aciliyetteki birinci ihtiyacı adalete erişimdir. Bu noktada deprem sonrasında adalete erişim ciddi anlamda sekteye uğramış, fiziki koşullar yerle bir olmuş durumda. Bu nedenle vatandaşların adaleti erişiminde ciddi problemler yaşanmaktadır. Bizlerin deprem öncesi gibi bir an evvel eski koşullara ulaşmamız gerekmektedir ki vatandaşımız adalete bir an evvel erişim sağlasın. Asıl olan temel problemimiz aslında budur.' dedi.
Yeni Adliye Sarayı Haziran'da Teslim Edilecek
Yeni Malatya Adliye Sarayı'nın inşaat sürecine ilişkin sorumuza ise Başkan Demez; 'Geçici binalarla ilgili bizler tavrımızı daha öncesinde ortaya koyduk. Gerek açıklamalar, gerek yerel yöneticilerle, gerek bakanlıklara bu durumu deprem sonrasında rapor etmiştik. Maalesef şu an Malatya'da adalet sisteminde adaletin işlemesi için fiziki şartlar yeterli değil ve diyebilirim ki Malatya Türkiye'deki Adliye binası konusunda şu an en kötü durumda olan il. Bu konuyla ilgili yürüyüşler yaptık, pankartlar açtık, eylemler yaptık, yolu kapattık, bütün siyasilerimize ulaştık, bakanlığa ulaştık, bu sürecin bu şekilde aşılamayacağını belirttik. Ancak mevcut olan haliyle 8 binada faaliyetimizi halen devam ettirmekteyiz. Bu aşamada bizim talebimiz adalet sistemimizin mevcut inşaatı devam etmekte olan adliye binasının problemsiz bir şekilde mayıs sonu haziran başına yetiştirilerek, haziran sonrasında yeni binada fiziki şartlarına uygun Malatya'ya yakışır bir şekilde adalet hizmetlerinin devam etmesidir. Binamızı biz yakınen takip ediyoruz. Ayda en az bir kere binaya gidiyor, incelemelerde bulunuyoruz. Her gittiğimizde gerek vekillerimizden gerek yerel yöneticilerimizden eksik bir husus varsa talepte bulunuyoruz. Bakanlığa bildiriyoruz. Şu an için binada herhangi bir sıkıntı yok. İşleyiş olması gerektiği gibi devam ediyor. Bu şekilde devam ederse haziran ayında binanın teslim edileceğini düşünmekteyiz.' şeklinde yanıt verdi.
Bilirkişi Raporları En Büyük Mağduriyet Kaynağı
Deprem sonrası hasar tespit raporlarına itiraz süreçlerini hakkındaki sorumuzu değerlendiren Demez; 'Bunu sadece hasar tespit raporları olarak değil de bütün hukuki süreç olarak değerlendirmek lazım. Gerek idare, gerek ceza, gerek hukuk davaları olarak. Bu konuyla ilgili bu süreçte gördüğümüz bütün sıkıntılarla alakalı müracaatlarımızı yaptık, görüşmeler yaptık, başvurularda bulunduk. Ancak tabii ki süreçle ilgili hala devam etmekte olan sıkıntılar mevcut. Bu sıkıntıların aslında başlıcası dosyalarda hazırlanan ve hakimlerin bir şekilde verecekleri kararda etkisi büyük oranda olan bilirkişi raporlarının ilgili sıkıntılar hala devam etmekte. İstikrarlı doğru değerlendirme yapıldığını düşünmüyoruz. Bunu her davada iki taraf olur. Davalı, davacı, sanık ya da müşteki. Bunu bir taraf için söylemiyorum. Her iki taraf açısından da düzenlenen raporlar tatmin edici değildir. Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda Mahkemelerin verecekleri kararda zorlandıklarını düşünüyorum. Eksik ve yetersiz olduğunu, yeterli bilimsel araştırmaların hukuk mantığının içerisinde olmadığını düşünüyorum. Ve bu nedenle aslında ilimizde de ve diğer illerde de deprem illerinde de en büyük problem bilirkişi raporlarıdır. Bu bilirkişi raporları ile alakalı genel olarak bir çözüme kavuşturulup istikrarlı eşitlik ilkesi gereğince doğru bir şekilde raporlar tanzim edilerek verilmelidir. Burada verilen raporlardan açıkçası ne davacı memnundur, ne davalı memnundur.' dedi.
Müteahhit Sözleşmelerinde Avukatsız İmza Atılmamalı
Kentsel dönüşüm ve yıkım süreçlerinde vatandaşların yaşadığı hukuki sorunlara değinen Demez; 'Biz her platformda şunu söylüyoruz, avukatınıza başvurun. Hukuki olarak süreçte avukatlarımızdan habersiz hareket etmeyin, meslektaşlarımızdan mutlaka hukuki görüşler alarak, imza attıkları tüm sözleşmelerde avukatlarını bulundursunlar. Vatandaşlarımız kendilerince hazırlamış olduğu ya da müteahhit tarafından tek taraflı hazırlanan sözleşmelere yeterli bilgi sahibi olmadan kendi başlarına sözleşmeleri hukuki güvence altına almadan imzalamamalarını öneriyoruz. Bu hukuki güvenceyi ancak avukatlarıyla sağlayabileceklerini düşünüyoruz. Maalesef görüyoruz ki avukat olmadan hazırlanan sözleşmeler akabinde hukuki itilaflar çıkıyor, vatandaşımız 6 Şubat 2023'teki yaşamış olduğunu mağduriyetinin üzerine bir kez de yeni yapılacak binasının inşaatında zarar görmüş oluyor. Bu nedenle biz şunu söylüyoruz. Atacağınız her adımdan önce mutlaka avukatınıza danışın!' ifadelerini kullandı.
Avukatların Ekonomik Durumu Çok Kötü
Deprem sonrası avukatların ekonomik durumuna ilişkin Demez; 'İnanır mısınız 81 ildeki ekonomik olarak en kötü il Malatya diyebilirim. Şöyle ki 650 avukatımız depremden sonra bürosunu kaybetti. 650 avukatımızın tekrardan eski koşullara ulaşabilmesi adına yapmış oldukları mücadele ve şehrimizde ciddi bir nitelikli göçün olması, ekonomik olarak insanların depremden sonra mağduriyet yaşamasına sebep oldu, elbette ki her vatandaşımız gibi avukatlarımızı da bu durum derinden etkiledi. Bu nedenle ekonomik olarak avukatlarımız ciddi problemler yaşamakta. Peki bizler bu konuyla ilgili ne yaptık ya da ne yapabildik? Elbette ki elimizde tılsımlı bir değnek yok. Ancak özellikle mesleğe yeni başlayan, mesleğini yeni icra eden ekonomik olarak sıkıntılı olan meslektaşlarımıza birçok proje üreterek bunları bu alana dahil etmeye çalıştık. Yapmış olduğumuz projelerde vatandaşlarımıza hukuki destekler vererek bir yandan vatandaşlarımıza ücretsiz hukuki destek verip bir yandan da avukatlarımıza adli yardım kapsamında ödemeler yaptık. Adli yardım projesinde vatandaşlarımıza tüm kırılgan gruplara farklı projelerle adli yardım projesi sağlayıp bu sayede vatandaşlarımıza hukuki destek sağlayıp ücretsiz bir şekilde yardımcı olup, bir yandan da bu hukuki hizmeti veren avukatlarımıza da ödemeler yaptık. Avukat arkadaşlarımızı bir nebzede olsa ekonomik olarak rahatlatmak adına elimizden gelen gayreti, çabayı sürdürdük. Ancak elbette ki bu yeterli olmadı, sadece bizim kendi gücümüzce, baromuzca yapabileceğimiz çalışmalar oldu, projeler oldu.' dedi.
Fiziki Şartlar Olmadan, Yargı Hızlanamaz
Yargı süreçlerinin hızına ilişkin ise Demez; 'Öncelikle yargı süreçlerinin hızlı ve etkin bir şekilde işleyebilmesi için bunun altyapısal ve fiziksel olarak bir takım hususların yerinde olması lazım, adiye binamızın olmayışı, ulaşımsal yaşadığımız sıkıntılar ve en önemlisi hakim ve savcılarımızın gerekli fiziksel şartlarda çalışamaması bu süreçte hız noktasında ciddi sıkıntılar yaşamamıza sebep oldu. Bir hakim eğer adliyede üç hakimle birlikte aynı odada görev yapıyorsa eğer, illaki bu hızda yarı yarıya düşecektir. O nedenle fiziki şartlar yerine gelmeden yargı sürecinin hızlı işlemesi mümkün değil. Evet, gerçekten şu an Malatyamızda görev yapan tüm yargı mensupları fedakarca çalışmaktadır. Ancak fiziki şartlardan dolayı beklenen performans almak mümkün değil. O nedenle fiziki şartların bir an evvel yerine gelmesinin ardından, yine süreçlerin daha da hızlanacağını düşünmekteyiz.' diye konuştu.
Yeniden İnşa Sürecinde Hızlı İlerleme Var
Son olarak yeniden inşa çalışmalarını değerlendiren Demez; 'Öncelikle ciddi anlamda bu şehirde bir çalışma var. Bunu kabul etmemiz gerekiyor. Her yerde zincirin birer halkası gibi hepsi birbirine bağlı ve her yerde bir hareketlilik söz konusu. Elbette vatandaşlarımızında sabrı kalmadı. Ancak ben inanıyorum ki bu süreç bittiğinde Malatya yeni yüzüyle gerçekten insanların kalbini okşayarak, huzur içerisinde yaşayacağı bir şehir olacak diye düşünüyorum. Bugün şehrin hangi yerine adım atsanız doğusundan batısına her yerde bir çalışma, her yerde bir kazma kürek faaliyeti devam etmektedir. Bizler bu ciddi sorumluluk ile devletimize, milletimize teşekkür etmemiz gerekir. Yapılan bu çalışmalardan da, şehrin yeniden ayağa kalkması için verilen mücadeleden de oldukça memnunuz. Ancak bu sürecin biraz daha hızlanmasını, vatandaşımızın da psikolojik olarak eski günlerine dönmesi adına gayret ve çabanın aynı süratle devam etmesini istiyoruz. Başta her ne kadar Malatyalı olmasa da bir Malatyalı gibi mücadele veren mülki amirimiz, Sayın Valimiz başta olmak üzere Milletvekillerimize, Belediye Başkanlarımıza ve tüm kurum yöneticilerine çalışmalarından, emeklerinden, gayret ve çabalarından dolayı çok çok teşekkür ediyorum.' dedi.