Başka Malatya Yok
Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Ali Yıldırım, yaptıkları gözlemlere göre Malatya'da 'Ben merkezli bir yaşam algısının hızla yayıldığını' söyledi.
Malatya Kent Konseyi Genel Sekreteri Ali Yıldırım, Malatya Kent Konseyi olarak 2012 yılını Malatya Dil Öğreniyor projesine ayırdıklarını belirtti. Yıldırım "Fakat gerek konsey olarak kendi çalışmalarımızdan gözlemlediğimiz gerekse de konseyin paydaşları ile yapılan mülakat ve söyleşilerde, Malatya'mızın çok daha acil çözülmesi gereken bir problemle yüz yüze olduğunu idrak ettik. Bu, çok hızlı bir şekilde büyüyen fakat aynı oranda gelişmeyen bir kent olduğumuz gerçeğidir. Evet, büyüme hızımızla gelişme
hızımız aynı paralelde seyretmiyor.
Malum olunduğu üzere her beş vatandaşımızdan üçü Malatya merkezde ikamet etmesi kentleşmemizin yoğunluğunun en açık göstergesidir. Fakat kentliliğimiz, kent kültürü ile kuşanmışlığımız, bir arada yaşamaya olan özenimiz, maalesef kentleşme hızımızla aynı seviyede değildir. Bu hususta, 25 STK ile yapılan mülakatlardan ve vatandaşlarımızla yaptığımız yüz yüze anket çalışmasından elde edilen bulguları paylaşarak örneklendirelim:
Kentte ikamet edip, karşılaştıkları problemlerin çözüm merci olarak devlet kurumları gören bireylerin varlığının azlığı ve dolayısı ile bu kurumlara olan güvenin zayıf olması.
Toplumun değer yargılarının ve davranışları belirleyen ahlaki ölçütlerin zayıflaması.
Şahit olunan haksızlıklara, hoşgörüsüz ya da uygunsuz davranışlara bireysel müdahalelerin olmaması ve bunun sonucunda toplumda "nemelazımcılık" tutumunun yaygınlaşması.
Ben merkezli bir yaşam algısının hızla yayılması. Ehil ve liyakatle bir sonuca ulaşmak yerine, kişisel yakınlık üzerine kurulu ilişkilerle bu sonuçlara ulaşmanın meşrulaşması.
Kaba söz ve davranışların toplumsal yaşam alanlarında sıkça görülmesi, insanların birbirleriyle olan ilişki ve iletişimlerinde tahammülsüzlüklerinin artması. Trafik bilincinin zayıflığı (yayaya yol vermeme, uygun yerlere park etmeme, trafik kurallarına uymama).
Apartman yaşamının yaygınlaşmasına paralel olarak komşuluk kültürünün zayıflaması, güvenli ve samimi ilişkilerin azalması. Eminlikle birlikte zikredilen esnaflığın, şimdilerde bu algıdan uzaklaşması. Kapısının önünde oturmanın bile ayıp sayıldığı esnaflığın, şimdilerde kapı önlerine sergi açıldığı ve müşteri kovalandığı bir yapıya dönüşmesi. Öğretmen rol ve davranışlarının, öğrenci üzerindeki etkisinin zayıflaması. Toplumun yapı merkezinin aileden bireye kayması ve anne-babalığın giderek daha çok ihmal
edilmesi" ifadelerini kaydetti.
Yıldırım şunları belirtti: "Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Biz Malatya Kent Konseyi olarak, yani bu şehirdeki tüm kesimlerin, STK'ların, kamu kurum ve kuruluşlarının ortak bir paydada buluşmaları için oluşturulmuş bir konsey olarak, hala vakit gelmedi mi diyoruz. Yaşanılabilir bir Malatya için, insan olmanın tüm ahlaki yanlarını kuşandığımız ve bir arada yaşarken birbirine tahammül etmenin de ötesinde, birbirini kuşatan insanların yaşadığı bir kent için hala vakit gelmedi mi diyoruz. Üç temel yaklaşımla
bu problemin çözümüne eğilmek istiyoruz: İlk olarak, bu şehirde yaşayan herkesi bu şehrin ortak paydası olarak görüyoruz, dolayısıyla Malatyacılığı değil Malatya'yı temele alıyoruz. İkinci olarak, insan-kent arasında girift bir ilişkinin olduğu ve karşılıklı birbirlerinin doğalarını değiştirme güçlerinden hareketle, bu kentte yaşayan her bireyin bu değişimde sorumluluğu olduğunu, özne olduğu ya da şahid olduğunu bilmelerini istiyoruz. Üçüncü ve son olarak ise kentin/kent yaşamının; bireyselliği ve bireysel
çıkarı, yalnızlığı ve yabancılaşmayı beraberinde getiren bir doğası olduğu bilincinden yola çıkarak, kenti/kent yaşamını, kendi değer yargılarımız ve ahlak temelli ilkelerimizle yeniden inşa etmemiz gerekliliğini özellikle vurgulamak istiyoruz. Başka Malatya yok. Ve bu şehre sahip çıkmak hepimizin görevi. Kamuoyunun desteklerini bekliyoruz."