Esen: Can kayıplarının yüzde 95'i eski binalardan kaynaklandı
Malatya'da inşaat mühendisliği öğrencilerine yönelik mesleki farkındalığı artırmayı amaçlayan 'İlk Baretim İlk Yeleğim' programı, İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlendi. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) ve üniversitenin Yapı Topluluğu iş birliğiyle hayata geçirilen etkinlik, sektörel uzmanların sunumlarıyla yoğun ilgi gördü.
Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Malatya Şube Başkanı, İnşaat Yüksek Mühendisi Kadir Can Esen, deprem sonrası yapılan analizlerde can kayıplarının yüzde 95’inin eski binalardan kaynaklandığını belirtti.
Malatya’da inşaat mühendisliği öğrencilerine yönelik mesleki farkındalığı artırmayı amaçlayan “İlk Baretim İlk Yeleğim” programı, İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlendi. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) ve üniversitenin Yapı Topluluğu iş birliğiyle hayata geçirilen etkinlik, sektörel uzmanların sunumlarıyla yoğun ilgi gördü.
Program kapsamında yapı tasarımı, güçlendirme yöntemleri ve temel mühendislik prensipleri ele alındı. Etkinliğin sempozyum bölümünde üç uzman isim öğrencilere hitap etti. İnşaat Yüksek Mühendisi Kadırcan Esen, bina yapımında temel esaslara ilişkin teknik değerlendirmelerde bulunurken; Prof. Dr. Mehmet Ülker, çelik yapılar ve güçlendirme süreçlerine yönelik kapsamlı bilgiler paylaştı. İnşaat Mühendisi Yılmaz Kalkan ise bina tasarımında deprem etkisi ve dayanım kriterlerine dair sunum gerçekleştirdi.
Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Malatya Şube Başkanı, İnşaat Yüksek Mühendisi Kadir Can Esen, deprem sonrası sahada yaptıkları teknik incelemelerde bina hasarlarını belirleyici beş temel parametre tespit ettiklerini belirterek, yapı güvenliğinin özellikle eski binalarda ciddi risk altında olduğunu vurguladı.
Esen, profesyonel keşif ekipleri kadar yetkili olmasalar da yüzlerce binada deprem sonrası inceleme yaptıklarını belirterek, “Binaların hasar alması ya da ayakta kalması üzerinde etkili beş ana faktör belirledik. Bunların ilk sırasında tartışmasız şekilde zemin geliyor. Zeminin türü, fay hatlarına uzaklığı, yapının dolgu zeminde olup olmadığı gibi unsurlar, bina güvenliğini doğrudan belirleyen kritik başlıklar” dedi.
“Zemin yüzde 35 etkili, tasarım hataları yüzde 18 oranında belirleyici”
Esen, ikinci önemli parametrenin tasarım ilkeleri olduğunu ifade ederek, “Mimari zorluklar, yanlış planlamalar ve tasarım hataları yüzde 18’lik bir etki yaratıyor” diye konuştu.
Eski binaların risk tablosu çarpıcı
Malatya özelinde 2021 yılı verilerini paylaşan Esen, depremde yıkılan yapıların büyük bölümünün eski yönetmeliklere göre inşa edildiğini belirterek, “Deprem anında göçen binaların neredeyse tamamı eski yönetmeliklerle yapılmış yapılardır. Malatya’da bu oran yüzde 46,85. Bu stokun yüzde 26,85’i depremle birlikte yok oldu. Türkiye genelinde ise durum daha kritik; nüfusun yaklaşık 28 milyonu hâlâ riskli yapılarda yaşıyor. Bu tablo, dönüşüm politikalarının geciktiğini açıkça gösteriyor.” ifadelerine yer verdi.
Malatya’da yapı denetim sistemi sınavı geçti
Malatya’daki denetimli yapılara ilişkin verileri paylaşan Esen, güçlü bir performans sergilendiğini kaydederek, “Malatya’da 6.390 bina yapı denetimi kapsamında inşa edilmiş. İlk depremde göçük olmadı, ikinci depremde ise üç bina çöktü ve bir can kaybı yaşandı. Bu, yüzde 99,95 gibi oldukça yüksek bir başarı oranına karşılık geliyor.”
“Türkiye genelindeki can kayıplarının yüzde 95’i eski binalardan kaynaklandı”
Esen, 11 ildeki toplam tabloya ilişkin de çarpıcı bilgiler vererek şunları söyledi:
“Türkiye genelinde 151 bin 990 binadan sadece 132’si göçmüş. Can kayıplarının yüzde 95’i eski binalarda meydana geldi. Bu gerçek bize bilimsel verilerin ne kadar doğru yol gösterdiğini bir kez daha ispatlıyor.”
Konuşmasını inşaat mühendisliğinin disiplinler arası sorumluluğuna dikkat çekerek tamamlayan Esen, “Bu meslek yalnızca proje çizmek değildir; yönetmek, organize etmek ve adeta bir orkestra şefliği yapmaktır. Bu anlayışı hayatınızda uygulamanızı diliyorum” ifadelerini kullandı.
İnşaat Mühendisi Yılmaz Kalkan: “Bir Yapıyı Doğru Zemine Oturtmadıysanız Sonuç Kaçınılmaz Olarak Ağır Olur”
Sektördeki teknik sorumluluklara dikkat çeken İnşaat Mühendisi Yılmaz Kalkan ise özellikle 70’li yıllardan kalan yapı stoğunun günümüz koşullarında ciddi riskler barındırdığını belirterek mühendislik disiplininin hayati önem taşıdığına vurgu yaptı.
Kalkan, inşaat mühendisliğinin mühendislik fakülteleri içinde en ağır hukuki ve teknik sorumlulukları üstlenen bölümlerden biri olduğunu belirterek, “Bir mühendis olarak tasarladığınız her yapı, yıllar sonra dahi karşınıza çıkabilir. Bu meslek, sonuçları doğrudan insan hayatına temas eden bir sorumluluk alanıdır” dedi.
Deprem kuşağında yer alan bölgelerde mühendislik tasarımının çok daha titizlikle yürütülmesi gerektiğini ifade eden Kalkan, şöyle konuştu:
“Bir yapı tasarladığınızda temel amacınız o yapının ayakta kalmasıdır. Bu yalnızca kendi zati yükü altında değil, bölgenin deprem riski de dikkate alınarak sağlanmalıdır. Eğer konut tasarlıyorsanız can güvenliğini garanti etmek zorundasınız. Kamu binası tasarlıyorsanız ise depremden hemen sonra hizmete devam edebilmesini sağlamak zorundasınız. Çünkü afet anında kamu yapılarının kullanılabilir olması kritik öneme sahiptir.”
Zemin etütlerinin önemine dikkat çeken Kalkan, yanlış zemine oturtulan yapılar nedeniyle yaşanan acı tecrübelerin unutulmaması gerektiğini belirterek, “Eğer bir binayı doğru zemine oturtmadıysanız sonuç vahim olur. Bu vahim sonuçları ülke olarak yaşadık, gördük” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ülker: “Yeni Deprem Yönetmelikleriyle Yapılan Binalar Sınavı Başarıyla Geçti”
Programda konuşan Prof. Dr. Mehmet Ülker’de İnşaat Yüksek Mühendisi Kadir Can Esen’in bahsettiği 2007 ve 2018 Deprem Yönetmeliklerinin önemine dikkat çekerek, Malatya’da bu yönetmeliklere göre inşa edilen yapılarda deprem performansının büyük ölçüde başarılı olduğuna vurgu yaptı.
Ülker, “Bu yönetmeliklere uygun yapılan binalardan yalnızca üçü ağır hasar aldı, hatta ikinci depremde yıkılan yapılar da oldu. Ancak bu yıkımlarda toplam can kaybı sadece bir kişi. Bu da ikinci depremde yaşandı” dedi.
“Yapı denetimi ve kaliteli malzeme binaları ayakta tuttu”
Prof. Dr. Ülker, inşaat kalitesinin deprem performansındaki belirleyici rolüne dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yapı denetim sistemi, nitelikli çelik kullanımı, beton kalitesi ve işçilik gibi parametreler binalarımızın ayakta kalmasını sağladı. Önemli olan binanın çökmemesi. Deprem yönetmeliklerinin ilk sayfasında bile bu yazılıdır; yapı büyük bir depremi can kaybı olmadan veya en az hasarla atlatabilmelidir.”
“Yargılamalarda esas kriter can kaybıdır”
Ülker, yargı süreçlerine de değinerek, “Bugün yargılamalara baktığımızda meslektaşlarımızın çoğu ölümlü olaylar nedeniyle yargılanıyor. Ağır hasar alıp yıkılan ancak can kaybı olmayan binalarla ilgili benim bildiğim kadarıyla yargılama yapılmıyor. Kritik nokta, binanın ayakta kalmasını sağlamak” diye konuştu.
“Büyük depremlerde dahi can kaybı olmamalı”
Deprem mühendisliğinin gelişen standartlarına dikkat çeken Ülker, “Günümüzde yapı denetimi ve teknik standartlar sayesinde çok kaliteli yapılar inşa edilebiliyor. Aslında 7,5–8 büyüklüğündeki depremlerde dahi can kaybının olmaması gerekir. Bunun dünya örnekleri var” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ülker, geçmiş depremlerde yaptığı saha çalışmalarına atıfta bulunarak, “Bingöl, Erzurum, Sakarya depremlerinde çok önemli teknik tespitler yaptım. Aynı gerçekleri yine görüyoruz: Doğru yönetmelik, doğru denetim ve doğru mühendislik hayat kurtarır” dedi.
Konuşmaların ardından ise ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ uygulaması ile Mühendislik Fakültesine yeni başlayan öğrencilere baret ve yelekleri takdim edildi. Program toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinliğe İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığına atanan Prof. Dr. Mehmet Burhan Karakoç, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, MAGİNDER Başkanı Salih Karademir, DAİMFED Yönetimi ve İnşaat Mühendisleri katıldı.
Bakmadan Geçme