Hepimiz Sınıfta Kaldık

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Van depremi sonrasında yönetim eksikliğinin yaşandığını belirterek, 'Deprem sonrasında eksikliklerin yaşanmaması için deprem sonrası çalışmaları yapacak ekiplerin oluşturulması gerekiyor' dedi.


Create ThumbnailÖğretmen evinde yapılan toplantıda konuşan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, şöyle konuştu: "Ülke gündemini ilgilendiren bir konunun ilimizde de gündeme gelmesi çok önemlidir. Ben, Van depremi olduğu gün Muş'taydım. Deprem haberini duyar duymaz deprem bölgesine gittim. Depremden iki saat sonra Erciş'teydim."
HIZLI ULAŞIMIN FAYDASI YOK ÖNEMLİ OLAN NE YAPILACAĞINI BİLMEKTİR
Depremin nelere yol açtığını yakınen gördüğünü anlatan Ağbaba, şunları söyledi: "Orada ilk tespit ettiğim nokta deprem sonrasında bir yönetim eksikliğiydi. Hükümet, deprem bölgesine hızlı ulaşım sağladığını söyledi. Ama oraya hızlı ulaşım, depremzedelere bir yarar sağlamadığına şahit oldum. Hükümetten giden birçok arkadaşımız, orada çalışmaya çalışan kişilerin çalışmalarını da aksattı. Deprem sonrasında oradaki kaymakam, vali ve diğer yöneticiler ne yapacağını bilemez halde koşturma içindeydiler. Yıkılan
binalar etrafında koşuşturan insanlar, hiçbir şey yapamaz haldeydi. Hele Erciş'in içine doğru gittiğimizde telefonların çekmediği, insanların ne yapacağını bilmediği halde bir başıboşluk içindeydiler. Oradaki kaymakam, vali ve diğer yöneticiler depremi yaşadıkları için deprem psikolojisi içinde hiçbir şey yapamıyorlardı. Daha sonra deprem bölgesine Ağrı valisi ve bir bakan geldi. Onlarda deprem sonrasında neler yapılması konusunda bilgileri olmadıkları için onlarda bir şey yapamadı. Bunun için deprem
sonrasında yapılması gereken en önemli konu deprem sonrasında yapılması gereken çalışmaları yapmak için ekipler kurulması gerekiyor. Bu konuyu gerek İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve gerekse meclis gündemine ileriki günlerde taşıyacağım."
Van depreminde AFAT'ın da sınıfta kaldığını belirten Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti: "Kızılay'da sınıfta kaldı. Burada bir ayrım yapmadan siyasi partiler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve biz de dahil hepimiz sınıfta kaldık. Bunun için deprem sonrasını yönetecek ekiplerin oluşturulması gerekiyor. Deprem sonrasını yönetmek için ülkeyi deprem bölgelerine ayırarak, oraları yönetecek ekipler oluşturmak gerekiyor. Örneğin Van, Bitlis, Erzurum, Muş gibi bölgelerde olası bir deprem sonrasında
yönetecek ekipler oluşturmak gerekiyor. Bu illerin herhangi bir yerinde deprem olduğunda örneğin Van valisi yönetecek. Yoksa deprem bölgesine yardım geliyor, yardımların nereye gittiği belli olmuyor. Araçların nereye gideceği, yardımların hangi bölgeye yapılacağı belli olmuyor. Aksi durumda kargaşa yaşanıyor, kimin ne yaptığı belli olmuyor."
Van depremi izlenimlerini de aktaran Ağbaba, Erciş'te yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: "Erciş'te, il olabilecek bir yerde bir grup öğretmen depremden sigara içmek için dışarı çıktıklarını, bunun için de enkaz altından kurtulduklarını ifade ettiler. Ben depremden önce bölgeyi dolaştım. İnsanlar Batnos ve çevre ilçelerden insanlar bir şeyler içmek için Malazgirt'e gittiklerine şahit oldum. İnsanların sohbet edecekleri, sosyal anlamda bir şeyler yapacakları hiçbir yer yok. Devlet oralara öğretmen
gönderiyor. Ama sosyal anlamda hiçbir şey yapmadığı için insanlar sosyal bir şeyler yapmak için başka ilçe merkezlerine veya il merkezlerine gitmek zorunda kalıyor. Sonra da depreme kader deniliyor. Şimdi bu kader mi, deprem mi yoksa ne? Sosyal anlamda ülkenin her yerinde olduğu gibi Malazgirt'te Van'da da Erciş'te de var. Erciş'te olduğu gibi 75 öğretmen aynı yerde dönmek zorunda kalıyor. Devlet oraya öğretmenleri gönderiyor, okul yapıyor ama sosyal tesisleri yapmayı düşünmüyor. İnsanların deprem
sonrasında ölmelerine neden olacak bir neden de budur."
Deprem sonrasında bir gerçeğin daha gün yüzüne çıktığına işaret eden Ağbaba, şöyle konuştu: "Deprem sonrasında sivil savunmanın da çok hantal olduğunu düşünüyorum. Erciş depreminde kurtarma konusunda başarılı olan kurumlar özel şirketlerin kurtarma ekipleriydi. Deprem sonrasında askerler de başarılı çalışmalar yaptı. Ancak, sivil savunma gibi devlete bağlı kurumların başarılı olduğunu kimse iddia edemez. Deprem sonrasındaki konularla ilgili siyaset yapmamak gerekiyor. Ama insan gördüklerini de
söylemeden edemiyor. Başbakan yardımcısı deprem sonrasında diyor ki 'Biz kendimizi test edelim diye depremzedelere yardımı kabul etmedik' diyor. Bu insan öldürmeyle eşdeğer bir durumdur. Orada her insan bizi kurtarın diye bağırıyor. Ama hükümet 'biz başarır mıyız, değil miyiz diye test yapıyor?' bu duruma da bir anlam veremiyorum. Biz, 1999 Marmara depremini yaşamamıza rağmen halen istediğimiz noktada değiliz. Biz bu depremden kendimize ders çıkarmadık. Buna iktidar da muhalefette diğer siyasi partiler
ve sivil toplum kuruluşları da dahildir."
KONUYA SİYASİ BAKMIYORUZ
Van'ın Erciş ilçesinde 5 tane hazır beton tesisi olduğunu ama 4'ünün işletme ruhsatı olmadığını, bu durumun ülkenin çoğu yerinde aynı olduğunu belirten Ağbaba, sözlerine şöyle devam etti: "Biz bu konuya siyasi olarak bakmıyoruz. Bir yurttaş olarak bakıyoruz. Deprem olduğunda hepimizi aynı şekilde etkiliyor. Deprem konusunda herkeste yaygın bir sorumsuzluk var. Van Üniversitesi'nde bir tane profesör Van milletvekillerine, valiliğe, bakanlarına Erciş'in bir mahallesine konut yapmayın diye yazılar yazıyor.
Gündem oluşturuyor. Ama kimse sözünü dinlemeyerek o bölgeye konut yapıyor. Sonra da işte bu görüntüler oluşuyor. Buna biz Malatya olarak da fazla ilgi göstermiyoruz. Biz yaşamadığımız için önemsemiyoruz. Ne zaman biz depremi yaşarsak o zaman biz de deprem konusunda duyarlı oluruz."
BİLİM ADAMLARI MALATYA'DA BİR DEPREM BEKLİYOR
Bilim adamlarının söylediğine göre Malatya'da da bir deprem beklendiğini belirten Ağbaba, şunları söyledi: "Bunun için bizlerin önceden önlem alması gerekiyor. Bunun için siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ortak hareket etmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm başladı ama bir türlü ilerlemiyor. Mesela Malatya Şeker Fabrikası arazisi üzerine bir hastan ni de aktaran Ağbaba, Erciş'e yapılıyor. Çoğu siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu oraya yapılmaması için görüş bildirmelerine rağmen hastane
yapılıyor. Hatta iktidar partisi içindeki bazı kişiler de karşıydı. Ama tartışılmadan hastane oraya yapılıyor. Bence oraya hastane yapılmasıyla kentin bağrına bir hançer sokulmuştur. Şu an kentin yaşadığı trafik sorunu temel nedendir. Kuzey çevre yolu gibi diğer konularda da aynı durumu yaşıyoruz. Deprem öncesinde tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikaların görüşleri alınarak ortak hareket edilmesi gerekiyor. Deprem sonrasında da deprem bölgesini yönetecek ekiplerin oluşturulması
gerekiyor. Ülkeyi deprem sonrasındaki hantal yapıyı ortadan kaldırmak gerekiyor."
Malatya'da bir öğretmen okulunun 4.1 şiddetinde bir depremle yerle bir olacağının söylendiğini belirten Ağbaba, sözlerini şöyle tamamladı: "Hasan Celebi Lisesi'ne uzaktan bakmakla anlaşılıyor, olası bir depremle yerlebir olacaktır. Bunun için uzman olmaya gerek yok. Şimdi oranın güçlendirilmesi için ihale yapılmasını bekliyorlar. Böyle bir şey olur mu? Malatya'da deprem konusunda ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Malatya Belediyesi deprem konusunda çalışmalar yapmak için bir takım kararlar alırsa
sonuna kadar destek vereceğiz. Buna tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer kurumlarda destek verecektir. Malatya'nın baştan sona kadar tüm binaların depreme ne kadar dayanıklı olduğu tespit edilmesi gerekiyor. Yıkılacaksa da kararlar ivedilikle alınarak uygulanması gerekiyor. Bu konuda siyasi olarak üzerimize düşen bir görev ve sorumluluk varsa onu üstlenmeye hazırız. Başbakanın ülkedeki sağlam olmayan tüm binaların yıkılacağını söylemesi çok önemli bir şeydir. Biz bu söylemi çok
önemsiyoruz. Bunun içinde Malatya için de yapılması gereken bir şey varsa onu yapmaya hazırız."

Bakmadan Geçme

Malatya Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
0533 929 28 58
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!