Mesut ÖZDEMİR

Senden Öte Benden Ziyade

Mesut ÖZDEMİR

 

Hayata doğarken başlayan bir yarıştı onun doğuş hikâyesi. 200 milyon kendi gibi adayı geride bırakırken anne karnına ulaşmış ve güneşi görene kadar 9 ay sabırla beklemişti… ve nihayet gün gelip çatınca bir ağlama sesi ile arzu ettiği dünyaya gözlerini açıyordu. Acaba hep böyle mi olacaktı? Yanaklardan süzülen yaşlar, boğazdan gelen hıçkırıklar hep bir zaferi mi simgeleyecekti? Peki, bu zafer ise, etrafında onun gibi yanaklarından yaşlar süzülen ama onun yüzündeki ifadenin aksine gülen bu yüzler neyi simgeliyordu? Mutluluktu bu… Arzulanan uzun süre beklenen müjdeli bir haberin önce gözlerde sonra ise yüzlerde oluşturduğu bir tepkiydi bu… Ne garip diye düşündü, sonra hoşuna gitti… Ortak bir sevince birlikte ağlamak... Onun için hayat yeni başlarken daha ömür denen bu uzun serüvende neleri öğrenecek neleri tecrübe edecekti…

            İşte yukarıdaki hikâye gibi dünyaya gelirken ortak bir sevince birlikte ağlayarak elde ettiğimiz mutlu yaşamı, hayatın getirmiş olduğu zorluklar ve hırslarımız yüzünden ilerleyen yıllarda kaybediyor ve güdülenmiş bireyler olarak toplumdaki yerlerimizi alıyoruz.

              Zaman geçip popülasyonun artması ile birlikte günümüzde her şey daha kıymetlenirken iyi yerlere gelmek ise gün geçtikçe zorlaşıyor… İşte Z KUŞAĞI dediğimiz bu nesil, böyle zor bir zamanda dünyaya gelirken bazı avantajların yanında büyük dezavantajları da hayatının her anında yaşamaya devam edecek gibi duruyor. Tüm bu olumsuzluklara bir de yüzyılın dönüm noktası olan PANDEMİNİN eklenmesi ise işleri daha da karmaşık bir hale sokuyor. Anaokulundan üniversiteye kadar bütün öğrenciler, güçlü bir eğitim planlaması olmaz ise bu eğitim dönemini hatta sonraki eğitim dönemlerini bile büyük kayıplar ile kapatacak gibi duruyor.

          Geldiğimiz süreçte Millî Eğitim Politikamız çökmüş gibi duruyor. Eğitimde pandemi için tüm yaz döneminde geliştirilen eğitimdeki A, B, C planlarından henüz A planını bile sahada başarı elde etmiş olarak görmek kısmet olmadı. Dinamikleri değişen bir dönemde süreçleri sağlıklı işletmek elbette mümkün olmayabilir ama sürece göre uzun vadeli kararlar vermek pekâlâ mümkün gözükmektedir. Tanı doğru olursa tedavi doğru olur nekahet dönemi ise kısa zamanda gerçekleşir.

         Pandeminin tavan yaptığı bugünlerde “14 aydır yaşanan okul ne zaman açılacak?”, “Telafi nasıl olacak?”, “Bir nesil kayıp mı oluyor?” şeklindeki sorularla oluşan psikolojik baskıyı öğrenci, öğretmen ve toplum üzerinden alınacak doğru kararlar ile kaldırmak gerekiyor. Turizm sektörü kadar güçlü bir lobicilik anlayışı olmayan eğitim yapımızın, online eğitim için yeterli imkan ve olanaklara sahip olmadığını da göz önünde bulundurarak eğitimin devamını bu yıla ve yaz dönemine planlama arzusundan vaz geçmek gerekiyor. Bu karar noktasında diretmek toplum üzerindeki olumsuz psikolojiyi azaltmayacağı gibi öğretmen-öğrenci, öğrenci-ebeveyn arasındaki çatışmaları körükleyecek gibi duruyor. 

Öğretmen, öğrenci ve velilerin çok yorulduğu, hazırbulunuşluk seviyesinin kaybolduğu bu süreçte eğitimin dinamiklerinin eski normlarına dönebilmesi için bir yenilenme, dinlenme ve toparlanma sürecine acil ihtiyaç duyulmaktadır.

       O halde bu zaman diliminde ne yapmak gerekir?

1-Pandemi ateşinin hazirandan önce düşmeyeceğini göz önünde bulundurarak akademik takvimde açıklanan tüm sınavların tarihlerini güncelleyerek mart ayındaki kapanmaya kadar olan müfredat konularını kapsayacak şekilde sınavları gerçekleştirmek.

2-Diğer tüm sınıf düzeylerinde 2020’nin 2.dönemi ile 2021’in 1.ve 2.dönem konularını, takip eden yıllarda ki üst sınıf programların müfredatına yayarak ilkokul, ortaokul, lise ve yükseköğrenim müfredatında bir güncellemeye gitmek gerekiyor…

3- Gün geçmeden, ülke genelinde eğitimin tüm paydaşları ile anaokulundan üniversiteye devlet ve özel öğretim kurumlarının, yayıncıların, psikologların, kişisel gelişimcilerin, program geliştirme ve ölçme değerlendirmecilerin temsilcilerinden oluşan konuya hakim görüş ve vizyonu olan heyetlerin masa masa, konu konu eğitimin SWOT analizlerini yapabilecekleri, pandemiden dolayı ilk etapta online olarak başlayıp sürecin müsaade etmesi ile birlikte yüz yüze devam ettirmek şartı ile büyük eğitim çalıştayının yapılması

4- Büyük eğitim çalıştayından çıkacak bilimsel-akademik sonuçlara göre devlet politikalarında kısa vade olarak gözüken en az 25 yıllık bir devlet eğitim politikasının oluşturulması masada çözümler olarak duruyor…

       Tüm bu olumsuzluklar elbet bir gün geride kalacaktır. Umudum o ki hilal ile yıldızın birbirine yakıştığı o mukaddes bayrağımın altında geleceğinden umutlu bireyler yetişmeye devam edecektir. Sağlık, ekonomi ve beşeri anlamda zor dönemde geçtiğimiz bu günlerde sığınacak bir liman arayan bizler için çıkış yolu büyük üstat Barış Manço’nun dizelerinde gizli

 

Sabret, gönül sabret, sakın isyan etme
Bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyade
Onu düşün ona sığın, o senden öte benden ziyade

Kalın sağlıcakla…

 

Yazarın Diğer Yazıları